Staatsexamen VWO
2017
Turkse taal elementair lees- en schrijfvaardigheid
Tijdvak 1 Dinsdag 9 mei 13.30 – 16.00 uur College-examen schriftelijk Opgavenboekje VF-1008-w-17-1-o
Vwo Turkse taal elementair (ERK A2)
College-examen lees- en schrijfvaardigheid
Bijgaande examenopgave bestaat uit: • een schrijfopdracht
• een opdracht leesvaardigheid
Bij de beoordeling wordt erop gelet of de opdracht taalkundig en formeel correct is uitgewerkt, of de uitwerking een goedlopend geheel is en of je je aan de opdracht gehouden hebt.
Veel succes!
Aanwijzingen schrijfvaardigheid
1. Maak je brief eventueel eerst in klad.
2. Let goed op de briefconventies zoals datering, aanhef, verdeling van de inhoud in alinea’s, slotzin en een correcte afsluiting.
3. Verwerk alle gegevens in de volgorde zoals in de opdracht staat vermeld. 4. Probeer een goede pagina-indeling te realiseren.
5. Sla na elke alinea een regel over.
6. Gebruik minimaal 150 woorden. Adressering, datering, aanhef en naam tellen niet mee voor het aantal woorden. Bij te weinig woorden of het niet
vermelden van het juiste aantal woorden volgt aftrek!
7. Vermeld het aantal gebruikte woorden in de rechterbovenhoek. 8. Het gebruik van een woordenboek is toegestaan.
Schrijfvaardigheid
Flemenkçe öğren 5 bin lira maaşı kap
Melik DEMİREL / HT PAZAR (uyarlanmıştır)
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Yürütme Kurulu Başkanı, 5 bin lira maaşla bile Hollandaca konuşan rehber bulamamaktan yakındı.
Dil okullarının ‘Nadir diller’ diye adlandırdığı Hollandacayı Türkiye’de çok az kişi konuşuyor. Haliyle bu dillerde turist rehberliği yapanlar kıymete biniyor.
Rehberlik için üniversitede turist rehberliği bölümünü bitirme ya da Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın açtığı kursları tamamlama şartı aranıyor.
Kurslara katılmak için en az lise mezunu olmak, iyi bilgisayar deneyimine sahip olmak, Hollandacanın yanı sıra Türkçeyi ve İngilizceyi iyi derecede bilmek şartı aranıyor.
Situatie
Bovenstaande krantenbericht heb je op de website van dagblad ‘Habertürk’
(www.haberturk.com.tr) gelezen. Om aan de cursus voor Nederlandstalige tourgids deel te nemen wil je graag solliciteren. Richt je brief aan:
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Aşık Kerem Sok No: 40
Beşiktaş/İstanbul - Türkiye
Opdracht
1. Geef in het kort informatie over jezelf, je opleiding, je hobby’s e.d. die van belang kunnen zijn.
2. Verwijs naar het krantenbericht. Vermeld waarom je geïnteresseerd bent. Noem twee redenen voor je interesse.
3. Vertel iets over je ervaring met computers die je (bijvoorbeeld) op school en/of in een bedrijf opgedaan hebt en wat je kunt doen met de computer.
4. Noem de talen die je kent en benadruk het kennisniveau voor elke taal apart. 5. Verzoek beleefd om nadere inlichtingen over de plaats, de duur, de kosten van
de cursus, de verblijfsmogelijkheden enz.
6. Formuleer je verwachting(en). Schrijf wat je meestuurt en sluit je brief op een formele manier af.
Leesvaardigheid
Dit examen bestaat uit:
• 4 teksten met 18 vragen. Beoordeling:
Voor deze toets zijn maximaal 20 punten te behalen.
Let op!
Tekst 1
İ
lkbaharın
Ş
arkısı Datça
Baharda Datça Yarımadası’nın ucunda, Knidos Antik Kenti’ndeki tiyatronun içi sarı çiçeklerle dolduğunda, bilin ki deniz fenerinin çevresinde de çiğdemler açmıştır.
Datça’nın üzerinde bulunduğu Reşadiye Yarımadası’na bahar, sert rüzgârların ve yağmurların ardından gelir. İlk müjdeyi badem ağaçları verir. Şubat ayından başlayarak mart sonuna kadar çiçekleriyle bir kır düğününe çevirirler Datça topraklarını.
Bademin en güzeline boşuna “nurlu” demez Datçalılar; çünkü bahar demek, ışık demektir yarımadada. Gökyüzünden süzüle süzüle yeryüzüne inmiş bir ışık... Bu ışığın altında yürümek insanı mutlu kılar. Bu yürüyüşler bir saatle sekiz saat arasında değişir, bu nedenle rehbersiz yürüyüşe çıkmamanızı öneririm. İlkbaharda Kargı’nın tepelerinde, Gökliman’da, Gereme’de yürümek mutluluk demektir.
En güzel manzaralılarından biri, Domuzbükü’nden geçen ve Knidos Feneri’ne giden üç saatlik yoldur. Kısa ama güzel bir yürüyüş yolu da Knidos’un iç limanından
başlayıp deniz fenerine ulaşır ki aşağıya baktığınızda eşsiz bir noktada olduğunuzu anlarsınız. Bir yanınız Akdeniz, bir yanınız Ege Denizi’dir. Dağ bisikletçileri içinse, 35 kilometrelik Datça-Knidos yolu ideal bir parkurdur. Kırlangıçlar Datça’ya bazen
badem çiçekleriyle, bazen onların ardı sıra gelir. Yağmurların bol olduğu zamanlarda neredeyse insan boyuna yaklaşan dev papatyalar ve gelincikler eski değirmenlerin kıyısından başlayarak dört yanı sarar.
Hayıtbükü ve Palamutbükü’nde kumsalı kaplamış olan kıyı karanfilleri mor mor size bakarlar. Rüzgârlardan fırsat bulan yılın ilk uzun rota yelkencileri Knidos’un sakin limanına yanaşırken, arı kovanlarında bir vızıltıdır başlar. Sürülerin içinde artık kuzular ve oğlaklar da vardır.
Hangisini fotoğraflayacağınızı şaşırırsınız. İlkbaharda Datça, bir ruh yeşermesinin coğrafyasıdır. Otların fışkırdığı baharda, yarımadada bir anlamda lezzet zamanıdır. Doğal olarak sofralar onlarla dolar. Zeytine, kurutulmuş domatese; ısırgan, menengiç, börülce, kapari, kaya koruğu ve yabani kuşkonmaz eşlik eder.
Hele kabak çiçeği dolmasını yemeden sakın dönmeyin! Yemek sonrası leziz bir kahve içmek için otel olarak da kullanılan Mehmet Ali Ağa Konağı’nı tercih edebilirsiniz. Konağın bahçesindeki ahşap süslemeler gözlerinizi dinlendirecek. Eski Datça’da taş evlerin arasında dolaşırken on bir ay çiçekleri size belki son yıllarını burada geçirmiş olan Can Yücel’in Datça şiirlerini fısıldayacaklardır.
1p 1 Parçaya göre bahar, Reşadiye Yarımadası’na ne zaman gelmektedir?
A dalgaların dinmesinden sonra B karların erimesinden sonra C sağanakların ardından
D serin esintilerden sonra
1p 2 Yazar, üçüncü paragrafta okuyucularına ne tavsiye etmektedir?
A bol bol fotoğraf çekmelerini
B çevreyi bir bilene sormalarını C kır düğünlerine katılmalarını
D rehber eşliğinde yürümelerini
1p 3 Yazar, Datça’nın özellikle hangi sporcular için uygun olduğunu belirtmektedir?
A bisikletçiler B raftingciler C sörfçüler D yüzücüler
1p 4 Parçaya göre ahşap süslemeler nasıl bir etki yapmaktadır?
A Derin düşüncelere sevk eder.
B Gözleri dinlendirir.
C Tarifsiz bir heyecan verir. D Tarihi yeniden canlandırır.
1p 5 Bu parça nasıl bir yazı türüdür?
A anı B deneme C gezi D hikaye
Tekst 2
Hayatın Zorlukları
İnternette gezerken bir iki fotoğrafa denk geldim ve bu görsellerden yola çıkarak
GuncelMakaleler.com’a hayat ve bize getirdiği zorluklar hakkında yazmak istedim. Hayat birçoğumuza zaman zaman kötü yönlerini gösteriyor. Kimimiz bunlara isyan ederken, kimimiz katlanıyoruz/direniyoruz. Az da olsa bir kısmımız hayattan kötülük de gelse, felaket de gelse eğleniyor.
Evet yanlış duymadınız, hayattan gelen her şeyle eğlenmeyi başaran insanlar var. Biz bunlara pozitif insanlar diyoruz. Ancak bu pozitiflik nasıl bir şey? Nasıl oluyor da insan kendi başına kötü bir şey geldiğinde eğlenebilir? Veya her konuda pozitif olmak doğru mudur? İşte kişinin asıl düşünmesi gereken sorular bunlar bence.
Örneğin, yandaki fotografı ele alalım: Evet, şehirde bir sel felaketi olmuş. Adı bile ürkütücü değil mi? FELAKET! Büyük ihtimalle şehirdeki herkes evlerine kapanmış başlarına gelen bu felaketten bir an önce nasıl kurtulabileceklerini düşünürken; iki kişi bu felaketi eğlenceli bir şekle çevirmeyi tercih etmiş. Ancak bu kişilerin sayısı toplum geneline oranladığımızda asla bir elin beş parmağını geçmez.
Veya aşağıdaki fotoğrafı bir inceleyelim:
Belki de ufakken birçoğumuzun eli, kolu bacağı kırılmıştır. Bu gibi durumlarda kişinin bunalıma girmesi, kendini eksik hissetmesi kaçınılmaz. Ancak yandaki fotoğraftaki şahsın bırakın bunu bir eksiklik olarak görmesini, bir artı haline bile çevirdiği söylenebilir. Fotoğrafta suratı görünmediği için yaşıyla ilgili bir tahmin yapılamamakta. Ancak eğer yaşı küçükse eminim ki okulda birçok çocuk eve gittiğinde annesine ve babasına “filancanın kolundaki spiderman dövmesinden” bende
istiyorum demiştir. Yani aslında bir çocuğu bunalıma itecek bir sorun, tam tersi bir şekilde kişiler tarafından olumlu/pozitif olarak sonuçlandırılabiliyor.
Tabi ki bu durumlar sadece birer örnek. Ancak benzeri durumlar hayatımızın
içerisinde küçük veya büyük olarak sürekli karşımıza çıkacaktır. İşte önemli olan bu gibi durumları hiç yaşamamamız değil, bu ve bunun gibi durumlardan nasıl daha güçlü, daha başarılı ve daha mutlu çıkabileceğimizdir.
Örneklerle anlatmaya çalıştığım şey, aslında hayatın zorluklarına karşı
yaklaşımımızdır. Bizler genellikle hiç kötülük gelmesin, hiç zorlukla karşılaşmayalım şeklinde düşünen kişileriz. Zaten hatayı en başta yapıyoruz. Çünkü hayatın içerisinde zorluklar var. Mücadele etmemiz gereken yanlar var. Önemli olan bu zorluklar
geldiğinde pozitif olabilmek ve tabiri caiz ise ‘her şeyde bir hayır vardır deyip’, o an gelen şeye iyi yanından bakabilmektir. Biliyorum bu durum yazmak kadar kolay değil. Ancak yukarıdaki fotoğraflar bunun başarılabileceğinin kanıtıdır.
Hayat öyle ya da böyle bize zor tarafını gösterecek. Bizim ise bu durumda iki
davranış biçimimiz var. İlki bu duruma boyun eğip, oturup sızlanmak iken, ikincisi bu durumu bir şansa çevirmek ve olaya iyi yönünden bakabilmektir. Karar ve tercih sizlerin…
1p 6 Bu yazının ana teması nedir?
A hayatı anlamak B hayatın zorlukları C hayatla dalga geçmek D hayatla eğlenmek
1p 7 Yazar, kendi görüşlerini hangi yöntemle belirtmeyi tercih etmektedir?
A abartarak B eleştirerek
C küçümseyerek D örnekleyerek
1p 8 Yazara göre yaptığımız genel düşünce yanlışını aşağıdaki hangi ifade tanımlar?
A Bana bir zarar gelmesin. B Birlikten kuvvet doğar.
C Her şeyin üstesinden gelirim.
D Herkes kendisinden sorumludur.
1p 9 Parçada geçen ‘bir elin beş parmağı’ (3.paragraf son cümle) ifadesi hangi anlamda kullanılmaktadır?
A aşırı
B az C çok D normal
Tekst 3
Olimpiyatlar çok güzel, gelsenize!
Bu aralar canı sıkkın, ülkeyle ya da kendiyle ilgili dertli olan kimi görsem şunu söylüyorum: “Olimpiyatları seyret...” O kadar güzeller ki! Gencecik çocuklar, kızlar, sporun bin bir dalında, heyecanla, gururla, derece yaparlarsa gözyaşlarıyla hayat dersi veriyorlar; başka tarafa bakmaya gerek yok bu aralar.
Okçulukta Mete Gazoz ve Yasemin Ecem Anagöz, ikisi de 17 yaşında temsil ettiler bizi Rio’da. Mete okçuluğa doğru şekilde hazırlanabilmek için yüzme (sırt kasları), piyano (sağ-sol beyin eşitlemesi) ve basketbol (refleksleri güçlendirmek için) çalışmış senelerce. Onlarla aynı yaşta bir de Tutya Yılmaz var. Olimpiyatlara katılan en genç Türk atlet. Henüz 10 yaşındayken ilk lisanslı yarışmasında Türkiye şampiyonu olmuştu. Tutya’nın ismi sizi yanıltmasın, yabancı değil; Ordu Mesudiyeli 17 yaşında bir genç kadın. Bu yaşta olimpiyat sporcusu olabilmek ne büyük gurur.
Potanın Perileri var; A Milli Kadın Basketbol Takımımız. 16 Ağustos akşamı
İspanya’yla çeyrek finalde oynayacaklar. Hepsi pırıl pırıl, gayretli, Türkiye’nin aydınlık yüzleri. Candan Erçetin’le beraber bir klip çekmişler; gözlerim doldu izlerken. İşte dedim; ben ülkemi burasından görmek istiyorum, böyle görmek istiyorum, böyle gençler olsun istiyorum. Onlara bakan kız çocukları imrensin, onlar da basketbolcu olmak istesin. Kızlar bale, erkekler futbol sarmalından çıksın istiyorum.
Jimnastikçileri seyrediyorum. Havada üç taklalar, pervane gibi kendi etrafında
dönme, tek kol üzerinde amutta hop hop hoplama... Kendime bakıyorum; benimki de vücut. Günde ortalama 8 saat yatay, 14 saat civarında da oturur vaziyette
kullandığım; onunki de vücut; o havada üçlü salto yapıyor. Bu nasıl bir beden
kontrolü, nasıl bir farkındalık derecesi? Hani biz uğraşıp duruyoruz ya “anda kalmak”, “şimdi” yi hissetmek, zihnimizi geçmiş ve gelecekten arındırmak için. İşte o çocuklar bu işi çözmüşler. Andalar, bedenlerindeler, nefeslerindeler... Sadece bedenlerini değil, zihinlerini, ruhlarını da şekillendirmiş yaptıkları spor.
Oğlum için hiçbir başarı hedefim olmadı hayatta, ama içten içe onun da bir sporcu olmasını çok istediğimi fark ediyorum. Neye kabiliyetliyse, neyi seviyorsa o dalda olsun. Yeter ki bir sporcu olarak geçirsin gençliğini. Çocuklara kazandırabileceğimiz daha iyi ne var? Bedenine iyi bakıp, onu gidebileceği en uç sınırlara kadar zorlayıp mucizelerini yaşamak insan evladının bu hayatta elde edebileceği en büyük
hediyelerden değil mi? Takım ruhu, gurur, dünyanın en iyi sporcularıyla bir arada olmak vs. de cabası.
Spora yapılan yatırım, sporcuya yapılan yatırım bir ülke için en akıllıca olanlarından. Bizde eksik. Türkiye’ye hiç uğramamış bilmem nere asıllı, bilmem nerede yaşayan ama olimpiyatlarda göğsünde Türk bayrağını taşıyanlar var mesela; bu eksiği bir nebze örtermiş gibi yapmak için. Bir olimpiyatlık onları kiralamak yerine bu toprakların çocuklarının sporla bağı güçlendirilse daha iyi değil mi? Bir mahalleye olimpik havuz yapılsa, Anadolu’daki kabiliyetli çocukları bulup seçecek, onları sporla tanıştıracak ekipler olsa, okullarda, şehir düzenlemelerinde spora daha çok imkân verilse şahane olmaz mı? Çocuğuna, çocuğun bedenine yatırım yapılınca, onu bir disiplin içinde
büyütünce o çocuk Rio’lara gidip gelince kendi gibi onlarca çocuk yetiştirilmesine katkıda bulunur bir zaman sonra. Devşirme sporcuya yaptığın yatırım havaya uçar gider...
İster madalya alsınlar, ister almasınlar gençlerimiz çok güzeller, olimpiyatlar çok güzel... Biz ülke olarak sporcu üretebilen bir yerde değiliz; bu konuda çok eksiğimiz var. Neyse şimdilik eksiklere değil tamlara odaklanalım; bu akşam 20.30’da Potanın Perilerinin maçını seyredelim ve oturduğumuz yerden totem yapalım yarı finale çıksınlar diye... Sonra da nasıl daha çok çocuğumuz sporcu olur diye düşünelim, belki üretmeye de başlarız zamanla...
Bron: Damla Çeliktaban dceliktaban@htgazete.com.tr
1p 10 Yazar, Türkiye adına olimpiyatlara katılan ‘Tutya’ ile ilgili özellikle neyi vurgulamaktadır?
A başarılı olamayacağını B isminin yanıltıcı olmadığını C oldukça yaşlı olduğunu D yabancı bir sporcu olduğunu
1p 11 Yazıda geçen ‘gözlerim doldu’ ifadesi hangi duyguyu karşılamaktadır?
A gurur B nefret C sevinç D utanç E üzüntü
1p 12 Parçaya göre bedenin, zihnin ve ruhun kontrolünün birleştiği spor dalı nedir?
A bale B basketbol C jimnastik D futbol E yüzme
2p 13 Welke van onderstaande beweringen zijn juist volgens de tekst en welke zijn
onjuist? Neem de nummers over op je antwoordblad en noteer achter elk nummer
'juist' of 'onjuist'.
1. De schrijfster vindt dat de Turkse ploeg te weinig medailles heeft gewonnen. 2. Ouders moeten de juiste sport voor hun kinderen kiezen.
3. Volgens de schrijfster zijn er te veel buitenlandse sporters die voor Turkije uitkomen.
Tekst 4
Nasıl para biriktirilir?
“Ay yok yavrum vallahi bir kuruş kalmadı!” dediğinde hangimiz annemize inandık ki?
Anne olmak 9 ay boyunca karnında bir canlı taşımak, bu canlıyı sihirli bir şekilde dünyaya getirmek, uykusuz geceler boyunca besleyip büyütmek gibi enteresan şeyler sonucunda başlı başına sihirli bir işe dönüşüyor. Bir saat içinde beş çeşit yemek yapabilmelerinden tutun da aynı anda birkaç yerde birden olabilme yetilerine kadar, anneler bizi hayret ettirmekten asla vazgeçmiyor.
Annelerle ilgili en ilginç konulardan biri olan “anne parası” meselesini HTHayat.com ekibi olarak masaya yatırdık; adeta bir gayya kuyusu, bir sır kapısı olan bu mevzuyu kendi annelerimizden de ilham alarak kendimizce çözmeye çalıştık:
1.
Markete gittiniz ve cüzdanınızda 100’lük bir banknot var. Aldığınız şeylerin 100 liradan az tutmuş olması hiçbir şeyi değiştirmez, o alışveriş 100 lira tutmuştur. Kalan para, Sherlock Holmes’ün bile yerini bulamayacağı o gizli kumbaraya atılmıştır, mevzu kapanmıştır.
2.
Çok pahalı da değil gibi ama çok ucuz da değil tabii… Düğün derneklerin
vazgeçilmezi, her Türk kadınının arzu nesnesi olan çeyrek altın da annelerimizin para biriktirme yöntemlerinin en has olanlarından biridir. “Al bi’ çeyrek, at kenara unut!” gibi çeyrek altına dair onlarca ‘ana sözü’ mevcuttur. Ayrıca bileziklere, suyolu bilekliklere ve beyaz altın takı setlerine yatırım yapmak da hem yatırım olarak hem de süslenip püslenme ihtiyacını gidermek açısından tercih edilen bir anne ekonomisidir ama biz o kadar geniş çerçevede bir altın döngüsünün sırrını tam anlayamadık açıkçası… 3.
Türk kültürünü ve Türkçeyi hiç bilmeyen birine “Gün” kavramını nasıl açıklayabiliriz ki? Bu gün işi de tamamen bize has, bizim kadınımızı simgeleyen muhteşem icatlardan biri. Bilmeyen için (bilmeyenlerin olması ihtimali tüylerimizi ürpertse de) kısaca açıklayalım: “Gün yapmak”, “güne girmek” gibi tabirlerle ifade edilen Gün, aslında basitçe bir grup insanın bir araya gelip para (ya da altın) biriktirmesi esasına dayanır. Diyelim ki 5 kişilik bir grup oluşturdunuz, her ay bir kişi seçiliyor ve bu kişiye gruptaki herkes 100’er lira veriyor. Böylece gruptaki herkes, 5 ay boyunca 100 lira verip, bu beş ay içinde kendisine ne zaman sıra gelirse de o zaman 500 lira alıyor. Çok mantıklı!
Hele bir de bu gün paralarını toplamak için bir araya gelmeyi çılgın bir ev partisine dönüştürüp deliler gibi kısır, börek, mercimek köftesi ve çin salatası yenilecekse, demlik demlik çay içilecekse, değmeyin annelerin keyfine!
4.
Zara’da beğendiğiniz yün kazaktan tutun da tatlıcının vitrininde ışıl ışıl dizilmiş envai çeşit tatlıya kadar, bir annenin “ne var canım evde yaparım ben bunu” demeyeceği çok az şey vardır. İşin ilginci, birçok geleneksel anne o kazağı Zara’nınkilerden çok daha iyi örer, o tatlıyla da nice şeflere parmak ısırtır. Böylece bir dilimine onlarca lira verilmez, yarı maliyetine tüm aile doyar. Baklava börek zaten onların uzmanlık alanı ama son zamanlarda cheesecake, tiramisu ve makaron konusunda da kendini geliştiren anneler olduğuna dair duyumlar alıyoruz, vaziyet ciddi!
5.
Sezonda alışveriş yaparken "Aman o kadar etmez ki o!" deyip almak istediğiniz ürünle aranızdaki tüm bağları tek seferde koparmayı başaran kişiye "anne" denir. Birlikte alışverişe çıkmanın en iyi yanı ise süreç içinde sizin sezon sonunu
beklemenizi, 100 TL'ye alacağınız kıyafeti 50 TL'ye almanızı, yani sezon sonu indirimlerini öğrenmenizi sağlamasıdır. Bu sayede aynı ürüne geç de olsa sahip olabiliyorsunuz, üstelik kenara para atarak!
6.
Anne yok diyorsa, yoktur. 2000 lira maaş alınıyorsa, o aslında 1800 liradır.
Piyangodan 100 lira kazandıysa, elde edilen para 90 liradır. Paranın bir kısmını yok sayarak geçinmek, %10 oranı her anne için kesin olmamakla birlikte, anneler evreninde paranın 'harcanacak' ve 'saklanacak' diye ikiye ayrılması prensibine dayanır. Böylece yastık altları kabarır, zor günler kabusa dönmez.
Bonus: Anneniz %0 faizle çalışan en tatlı bankanızdır
Elinize bir anda yüklü bir para geçti ve gözünüz sezon indirimlerine kayıp duruyor… Anneniz ne güne duruyor? Paranın tamamını huzur ve güven içerisinde annenize teslim edebilirsiniz. Gerçekten ihtiyacınız olduğunda o size paranızı kuruşu kuruşuna, hatta belki biraz daha fazlasıyla geri verecektir. Bu arada annenizin o parayı nasıl değerlendirmiş olabileceğine dair gizemli ihtimalleri hiç kurcalamasanız iyi edersiniz. Belki evdeki elektronik eşya sayısındaki artış biraz dikkatinizi çekebilir.
1p 14 Yazar, annelerin çeşitli özelliklerinden dolayı nasıl bir duyguya kapılmaktadır?
A hayranlık B kıskançlık C mutluluk D üzüntü
1p 15 Parçanın ana düşüncesi nedir?
A annelerin fedakarlığı
B annelerin tutumluluğu
C çocukların anne sevgisi D çocukların savurganlığı
2p 16 Hieronder staan de ontbrekende kopjes uit de tekst in alfabetische volgorde. Neem de tabel over op je antwoordblad en vul de bijbehorende alineanummers in de tabel.
Paragraf başlıkları Paragraf
numarası Çeyrek altın Evde yaparım Günlerini gün etmek İndirimleri bekle Para üstü Paranın %10
1p 17 Yazar, hangi duyumları aldığından dolayı ‘vaziyet ciddi’ (4. altbaşlığın en son satırı)
tabirini kullanıyor?
A annelerin tatlı tariflerinin izinsiz kullanıldığı
B bilinen giysi markalarının annelere sipariş verdiği
C böreğin annelerin uzmanlık alanından çıktığı
D çeşitli yerlerde annelerin makoron yaptığı
1p 18 Yazar, annenize saklaması için verdiğiniz para ile ilgili olarak hangi uyarıda bulunuyor?
A Paranızı nerede değerlendirdiğini sormayın.
B Paranızı nereye harcadığını mutlaka sorun.
C Paranızı nereye sakladığını gizlice öğrenin.
D Paranızı vermeden önce mutlaka sayın.
Totaalscore 20 punten Normering score / 2 = cijfer
